Yaz tatiline girip boş vakit çokluğundan can sıkıntımızın arttığı, msn başında pineklemeye başladığımız sıradan günlerden biriydi dört temmuz salı günü. Yazın bunaltıcılığının üstüne bir de bilgisayar başında vakit geçirmenin hareketsizliği eklenince iyice çekilmez hale gelmişken gün, kendimizi bir heyecan fırtınasının içine düşmüşken buluverdik. Yapsak olur muydu acaba? Ne kazanırdık? Ya da kaybedecek herhangi bir şeyimiz var mıydı hovarda bir şekilde harcadığımız zamandan başka? Ne gibi zorluklarla karşılaşır, bunları nasıl aşabilirdik, ya da hangisinde takılırdık amatör ruhumuzla? Soruları sormayı bırakıp işe koyulduğumuzda ise ortaya bir şeyler çıkmaya başlamıştı bile. Abartmanın da bir alemi yok aslında, daha önce yüz binlerce defa yapılmış olan bir şeyi yapmaya -bir forum oluşturmaya- karar vermiştik sadece. İyi de neden bu kadar heyecan yapmıştık acaba o ilk karar anında? Galiba yaptığımız işin içeriğiydi bu sefer farklı olan. Çünkü açılacak forum Go ile ilgili ve Türkçe olacaktı. Yani önümüzdeki tahta bomboştu ve biz ihtimallerin sınırsızlığı karşısında büyülenip kalıvermiştik.
Sizlere bu yazıda foruma hoş geldiniz derken aynı zamanda tahtayı birlikte doldurma önerisini de getiriyoruz. Biz ilk hamlemizi üst sağdaki hoshiden yaptık Şimdi size bu hamleyi işlevsel hale getirmek düşüyor. Buradaki paylaşımlarımızın hem niceliği hem de niteliği arttıkça hepimiz için önemli katkılar sağlayacak bir arşivin ortaya çıkacağından şüphemiz yok.
Saygılarla…
Ahmed Doğan, Anıl Kara